Son yıllarda çok tartışılan drama kelimesi acaba ne anlama gelmektedir? Türk Dil Kurumu sözlüğünde İtalyanca “dramma”, Fransızca “drame” kökenli olduğu belirtilen drama; “sahnede oynanmak üzere yazılmış oyun”, “acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi”, “tiyatro edebiyatı”, “mecaz, acıklı olay” olarak tanımlanmıştır. Oxford sözlüğünde “bir sahne oyunu”, “dramatik sanat”, Redhouse sözlüğünde ise, “bir sahne oyununda olduğu gibi geçen hayat olayları” olarak tanımlanmaktadır. Prof Dr. İnci San ise, drama sözcüğünü köken olarak Yunanca “dran’dan” türetilmiş, etmek, eylemek anlamına gelen bir sözcük olarak tanımlıyor. Türkçe tam bir karşılığı olmayan drama sözcüğü ile ilgili bir kavram kargaşası olduğu açıktır. O yüzden de, Türkiye’de son yıllardaki popüler kullanımıyla yaratıcı drama denilen (creative drama) olguyu incelemekte yarar vardır.

Dramanın Türkiye’deki duayeni olan Prof. Dr. İnci San ise, dramayı şu şekilde tanımlamaktadır.

Yaratıcı drama: “Bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri ya da yaşantıyı veya bir olayı, tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek canlandırmaktır. Yaratıcı drama, doğaçlama, rol oynama vb. tiyatro tekniklerinden yararlanılarak, bir grup çalışması içinde, bireylerin bir yaşantıyı, bir olayı, bir fikri, kimi zaman soyut bir kavramı ya da bir davranışı, eski bilişsel örüntülerin yeniden düzenlenmesi yoluyla ve gözlem, deneyim, duygu ve yaşantıların gözden geçirildiği “oyunsu” süreçlerde anlamlandırılması ve canlandırılmasıdır.” Bu tanımlama kuramcılar arasında en çok kabul gören tanımlamadır.

Farklı kuramcılar drama kavramını farklı tanımlamalar çerçevesinde yapmış olsalar da, drama için temel olarak şu söylenebilir: Drama temel olarak tiyatro tekniklerinden yararlanılarak doğaçlamayı ve rol oynamayı merkeze alan bir grup çalışması etkinliğidir. Bu grup çalışması etkinliği; müzik, dans, resim, heykel, edebiyat vb. sanat dallarının hepsiyle bir etkileşim içindedir. Bu grup çalışması etkinliğinin içeriği, çalışmanın hangi amaçlar doğrultusunda yapıldığına göre farklılaşır. Drama günümüzde ağırlıklı olarak modern eğitim sistemi içinde, bir öğretim yöntemi olarak kullanılmaktadır.

Kaynaklar

İnci San, Eğimde Yaratıcı Drama, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 23, sayı 2, s.573–582

Dramanın eğitimde kullanılışı, 18.yüzyılda Fransa’da reform hareketleriyle birlikte başlamış ve daha sonra tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Örneğin J.J.Rousseou, katılımcı dramayı yaygınlaştırmak için açık hava festivalleri yapılmasını savunmuştur. İngiliz eğitim sistemi içinde ise, yüzyıl başında çeşitli reformlar yapılmaya başlanmıştır. En temel reform, çocuğun içine bilgilerin depo edildiği boş bir kap gibi görülmesi anlayışının terk edilmesidir. Bu felsefi bakışla beraber, dünyanın birçok yerinde çocuk-merkezli eğitim sistemi olarak tanımlanan yenilikçi uygulamalara geçişler başlamıştır. Örneğin eğitim reformcusu Peter Slade, 1920’lerde çocuklarla drama ve tiyatro uygulamalarını denemeye başlamıştır. Öğrencisi Brain Way, 1967’de “Drama Yolu ile Gelişim” adlı ünlü kitabı yazmıştır. 1923’de ABD’de üniversitede yaratıcı drama eğitimine başlanmıştır. 1970’li yıllarda eğitimde drama konusu oldukça popüler olmaya başlamıştır. Tiyatro ve drama pedagogu Viola Spolin “Tiyatro İçin Doğaçlama” adlı kitabında, rol oynamanın çocuk gelişim açısından önemini vurgulamıştır. Mc Caslin ise 1980’li yıllarda televizyon ve video çağının pasif çocuklarının yaşayarak, deneyerek daha aktif öğrenmelerine yönelik egzersizler önermiş ve bu yaklaşımını da yaratıcı drama olarak tanımlamıştır. Eğitimde drama Avrupa’da oldukça kurumsallaşmış (drama merkezleri, ulusal enstitüleri) bir şekilde sürdürülen bir etkinliktir.