Öğretmenler, sınıflarındaki çocukların birbirlerinden farklı olduğunu sıkça söylerler; hatta sınıfta kardeş ya da ikiz/üçüz olan çocuklar varsa, aynı evde büyümelerine rağmen kardeşlerin de birbirine pek çok bakımdan benzemediğini şaşkınlıkla anlatırlar. Her ne kadar, her çocuğun “huyunun” birbirinden farklı olabileceğini bilseler de, bu farklılıkların neler olacağını tam olarak bilemeyebilirler. Bunu anlamak için mizaç kavramını bilmek önemlidir.

Mizaç, çocuğun doğuştan getirdiği ve yetişkinlikte sahip olacağı kişiliğin temelini oluşturan özelliklerdir. Örneğin, kimi çocuklar daha sessiz, sakin; kimi daha hareketli ve tepkiseldir. Özellikle bebeklerden bahsederken, “kolay” ve “zor” kelimeleri kulanılır; aslında sözü edilen bebeğin mizacıdır. Temel olarak dokuz temel mizaç özelliği tanımlanmıştır[1]:

Hareketlilik düzeyi, çocuğun sakin mi yoksa kıpır kıpır mı olduğu, hareketli oyunları mı yoksa sakince oturup çevresini izlemeyi mi tercih ettiği ile ilgilidir.

Ritmiklik ya da düzen, iştah, uyku gibi biyolojik fonksiyonların öngörülebilir olmasını ifade eder. Çocuğun aynı saatlerde acıkması, aynı saatlerde uykusunun gelmesi, aynı miktarda yemek yemesi düzenli bir çocuk olduğunu gösterir. Çocuğun ritmiklik düzeyi fazlaysa, onun hareket ihtiyacını anlamak ve buna fırsat vermek önemlidir. 

Sosyalleşme düzeyi, sosyal ortamlara, yeni gördüğü kişlere verdiği yaklaşma ve uzak kalma tepkilerini ifade eder. Bazı çocuklar yeni girdikleri ortamlarda çok daha rahat olup çabuk kaynaşırken, bazı çocuklar utanıp, kimseye yaklaşmak istemeyebilir. Çocuğun sosyalleşme düzeyi düşükse, onu yeni ortamlarda insanlarla hemen kaynaşmaya zorlamamak, çocukların önce çevresine alışmaları gerekir. Bu durumda öğretmenler, sınıflarına gelen çocuklara rutinleri ve sınıf düzenini çocuğa anlatabilirler, çocukların birbirleriyle kaynaşmaları ve sınıfa alışmaları için zaman tanıyabilirler.

Uyum sağlama düzeyi, yeni durumlara ve değişimlere adapte olabilme becerisini ifade eder. Örneğin, bir çocuğun odasının, evinin ya da okulunun değişmesine çabuk uyum sağlayabilmesi gibi. Uyum sağlama düzeyi düşük bir çocuğun değişime alışması için zaman tanımak gerekir.  

Dikkat ya da sebat etme düzeyi, başlanan bir aktiviteyi sürdürebilmeyi, engellere rağmen dikkatini orada tutabilmeyi ifade eder. Bazı çocuklar bir etkinlik sırasında dikkatlerini uzun süre koruyabilirken, diğerlerinin dikkati ve ilgisi kolayca dağılabilir. Sebat etme düzeyi düşük bir çocuğun dikkatinin kolay dağılmasına anlayış göstermek önemlidir.

Bölünebilirlik, yeni bir uyaranın çocuğun devam eden bir davranışını ya da ilgi duyduğu bir şeye olan dikkatini ne kadar böldüğünü gösterir. Örneğin, küçük çocuklar için öğretmenler istediği bir şey olmayınca ağlayan bir çocuğu bir oyuncak ile oyalamak isterler ya da dikkatini farklı bir yöne çekmeye çalışabilirler, ancak çocuğun bölünebilirlik düzeyi yüksekse bu yöntem işe yarayabilir; bölünebilirlik düzeyi düşükse pek işe yaramayabilir. 

Duygudurum, çocuğun dünyayı genel olarak olumlu ya da olumsuz görme eğilimini ifade eder. Bazı çocuklar sıkça gülerler ve dünyaya gülümseyerek bakma eğilimindedirler, bazı çocuklar ise beklenilenden daha uzun süreler boyunca mutsuz bir duruş içindedirler.

Duyu eşiği, çocuğun seslere, tatlara, dokunsal uyaranlara, sıcaklığa karşı hassasiyetini ifade eder. Örneğin bazı çocuklar az bir ses ile bile uyanabilir ya da tepki gösterebilir. Bazı çocuklar ise sıcaktan, sesten ve diğer uyaranlardan kolayca etkinemeyebilir. 

Duygusal yoğunluk ise, memnuniyet verici ya da rahatsız edici durumlara verilen tepkiyi ifade eder. Mutluluk veren bir durumda bazı çocuklar sadece gülümserken bazıları kahkahalar atabilir ya da rahatsız edici durumlarda bazıları sadece kaşlarını çatarken, bazıları ağlamaya başlayabilir. 

Öğretmenlerin çocukların mizaç özelliklerini bilmeleri ve aralarından farklılıklar olmasını kabul etmeleri, onları daha iyi anlamalarını ve kabullenmelerini kolaylaştırır. Çocukları iyi tanırsanız, onlarda stres yaratan durumları daha iyi değerlendirebilir ve onlara destek olabilirsiniz. 

Sınıfınızdaki çocukları daha iyi tanımanız ve onlara destek olmanız dileğiyle.


[1] Thomas, A. & Chess, S. (1977). Temperament and development. New York: Brunner/Mazel.