ayca alayli uzman yazisi

Erken Çocukluk Dönemi ve Çevre Duyarlılığı

Eğitim Sorumlusu Ayça Alaylı

 

Değişen iklimin etkileri, çevre kirliliği ve ekoloji hakkındaki konular artık yerel olduğu kadar evrensel gündemimizde de oldukça yer kaplıyor. Çok değil, 10 sene öncesine kadar farkında olmadığımız birçok çevresel konunun artık farkındayız ve küresel ısınma gibi kaygı verici etkilerini hissediyoruz. Bilim insanlarının açıklamaları da maalesef harekete geçilmeme durumunda neler olabileceğini gözler önüne seriyor.

 Durum bu halde iken, çocuklar ve gelecekleri için endişelenmemek elde değil. Günümüzde, yaşamın gittikçe dijitalleşmesinin de çocukların üzerindeki etkisini de her yerde gözlemliyoruz. Artık elindeki tablete veya akıllı telefona gömülü 2-3 yaşlarında çocuklar görünce yadırgamıyoruz. Nüfus yoğunluğunun kırsala göre şehirlerde artması ile birlikte çocuklar artık bahçelerde oynayamıyor ve zamanlarının büyük çoğunluğunu “ekran” karşısında geçiriyor.

Çocukların teknoloji ile kuşatılmış olması düşünüldüğünde kulağa o kadar kötü bir durum gibi gelmeyebilir. Fakat doğadan uzaklaşmak bir anlamda “doğamıza aykırı”. Örneğin, Essex Üniversitesi’nin (İngiltere) bir çalışmasına göre doğa ile kısa bir temasın bile çocukların özgüveni ve zihinsel esenliği üzerinde olumlu etkiler yarattığı bulunmuş. Bulgulara göre okul öncesi dönemi çocukların doğayı tanımaları ve çevre duyarlılığı geliştirmeleri için çok hassas bir dönem (Kidd & Kidd, 1997). Doğayı gözlemleme şansına sahip olan çocuklar daha uyumlu davranışlar gösteriyor, saldırganlıklarında azalma görülüyor ve problem çözme becerileri gelişiyor. Sosyal ve duygusal faydaların yanısıra bilişsel açıdan oldukça yararlı doğada vakit geçirmek. Çocukların sınıf ortamına döndükten sonra dikkat sürelerinde artış olduğu gözlemlenmiş (Holmes, Pelegrini, & Schmidt, 2006). Dış mekanda daha fazla zaman geçirmek aynı zamanda fiziksel gelişimleri açısından da yararlı, çünkü daha fazla hareket etme şansı buluyorlar. Bu da, obeziteye bağlı sağlık sorunları risklerini azaltıyor (Blair & Brodney, 1999).

Neler yapabiliriz?

Okul öncesi yaştaki çocuklar çevresel konularda düşündüğümüzden daha hassas ve ilgili (Palmer, 1994). Öğretmen ve ebeveyn olarak bizim görevimiz ise onların bu ilgilerini kullanarak, daha kaliteli bir eğitim ortamı sunmak. Bunu nasıl yapabiliriz? Öncelikle kavramları öğretmekle başlayıp, sonrasında çocukların doğrudan  gözlem yapabilecekleri uygulamalar geliştirebiliriz. Ekoloji öğretirken kendi bilgi seviyemizi artırmak ve çevresel konulara olumlu yaklaşmak da üzerimize düşen görevlerden biri.

Dışarıya çıkın. Çocukların bahçede geçirdikleri zamanı artırmaya çalışın. Çocukların duyarlı bireyler haline gelmesinde dış dünyaya erişimleri çok önemli bir rol oynuyor (Palmer, 1994).

Bunun için doğa koleksiyonları yapabilirsiniz. Çocuklar ile birlikte çeşitli renk, şekil ve boyutlarda taşları toplayabilir, farklı türlerdeki bitkilerin kuru yapraklarını toplayabilir veya mevsimine göre farklı çiçek türlerini gözlemleyebilirsiniz. Dış dünyayı sınıf içine taşımak için ise, gözlem yaptığınız türlerin fotoğraflarını çocuklar ile birlikte çekerek bir albüm oluşturabilir ve sınıf içi etkinliklerinde bu fotoğraflardan faydalanabilirsiniz. Sınıf içerisine bir kutu toprak, kum, kuru bitkiler ve benzeri malzemeler getirerek onlara keşif ve gözlem şansı tanıyabilirsiniz. Ayrıca, çocukların ekim yapabileceği bir bahçelerinin olması çok yararlı olabilir. Eğer böyle bir imkanınız yoksa, iç mekan bitkilerini kullanabilir, çocukların bitkileri yetiştirmesine imkan tanıyabilirsiniz.

Doğa gezileri düzenleyin. Düzenli olarak yakındaki park, bahçe veya doğal alanlara geziler düzenleyin. Bu en yakındaki yeşil alan da veya bir milli park da olabilir. Bu geziler sırasında çocuklar ile doğa koleksiyonları ve gözlemler yapabilirsiniz. Düzenli geziler çocukların fiziksel sağlığı için faydalı olabileceği gibi onların merak duygularını uyandırmanıza yardımcı olacaktır. Çevrelerini daha çok fark edebilmeleri için onlara “çevrede kaç tane kuş var?” veya “haydi pembe renkli çiçekleri bulalım!” gibi sorular sorarak dikkatlerini çekebilirsiniz.

Geri dönüşümü öğretin. Sınıfınızda geri dönüşümü hayatın bir parçası haline getirebilirsiniz. Geri dönüşüm konusunu programın bir parçası haline getirerek çocukların daha derin anlayışlar kazanmasını sağlayabilirsiniz.

Çocukların bilgi seviyelerini anlamaya yönelik, geri dönüşüm ilk basamağı olan “çöp nedir?” sorusu ile başlayabilirsiniz. Onlardan evlerinde çöpleri ne yaptıklarını anlatmalarını isteyebilirsiniz. Buradaki önemli noktalardan biri her şeyin çöp olmadığını ve yeniden kullanılabilir olduğunu anlatmak. Dört ana geri dönüşüm materyalinden başlayabilirsiniz: Kağıt, cam, metal ve plastik. Çocukların iyi bir anlayış geliştirmeleri için her seferinde birini ele alın ve bu malzemelerle etkinlikler yapın. Örneğin kağıt için, kağıdın kullanıldığı defterler, gazeteler, karton bardaklar, tuvalet kağıtları veya kağıt havlular gibi malzemeleri kullanabilir, çocuklar ile birlikte kağıt geri dönüşüm kutusu yapabilir ve hangi materyallerin geri dönüşüme uygun olduğunu birlikte keşfedebilirsiniz. Benzer şekilde cam için şişeler ve kavanozlar, metal için konserveler, plastik için de geri dönüşüme uygun her türlü malzeme örnek olarak verilebilir. Cam şişeleri el işi yapmak için kullanabilir, konserve kutulardan saksı yapabilir veya plastik şişelerden kukla veya biblolar yapabilirsiniz.

Çevresel sorunları tartışın ama olumlu bir tutum sergileyin. Hava, toprak ve su kirliliğini, ormansızlaştırma ve etkilerini ve ekosistem  (madde alışverişi yapan canlı organizmalar ile cansız maddelerin bulunduğu doğa parçası) döngülerini mutlaka uygulamalı ve görsel destekli biçimlerde anlatmaya çalışın. Fakat, anlatımınızda olumsuz ve şikayet edici bir tavır takınmak yerine, bireysel sorumluluklar ve çözüm yolları üzerinde durun. Örneğin, doğanın ve canlıların güzelliklerini ön plana çıkarabilirsiniz. Gereksiz kağıt havlu kullanmamak, ışıkları söndürmek, suyu boşa harcamamak ve benzeri davranışları fark etmelerini sağlayın. En önemlisi, kendi davranışlarınızı da bu yönde şekillendirin ve onlara model olmaya çalışın. Bu konuda kendinizi geliştirmek için TÜBİTAK Bilim ve Teknik’in sunduğu “Ekosistem ve Döngüler” sayfasından yararlanabilir. Bilgiler sade ve anlaşılır sunuluyor, görseller ve sözel anlatımlarla destekleniyor. Sayfaya bu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/ekosistem/

Bırakın çocuklar sizi yönlendirsin. Bu etkinlikleri uygularken çocukların heves ve merakını doğru yönlendirmek çok önemlidir (Hendrick, 1997). O nedenle onlara öğrenme ortamını sağladıktan sonra onların kendi girişkenliklerini teşvik edin. Çünkü merak ve yaratıcılık, ekolojiyi öğretme konusunda iki önemli yapıtaşıdır. Örneğin, sınıf içine getirdiğiniz malzemeleri karışık bir biçimde düz bir yüzeye dizebilir ve çocukların hangi malzemenin hangi geri dönüşüm kutusuna gideceğine karar vermelerini isteyebilirsiniz. Hatta geri dönüşüm kutularını da çocuklar kendileri yapabilir, geri dönüştürülebilir malzemelerle  süsleyebilir ve isterlerse alt gruplara ayırarak geri dönüşüm yapabilirler. Örneğin, büyük şişeler, orta şişeler ve küçük şişeler için ayrı kutular yapabilirler.

Günlük rutinler haline getirin ve aileleri katın. Dışarıya çıkmayı, doğa koleksiyonlarını, sınıf bitkileri bakımını, geri dönüşümü ve çevreye duyarlı davranışları sınıfınızın günlük rutini haline getirin. Duyarlılık geliştirmeleri için onlara sorumluluk vermekten çekinmeyin. Her gün sınıfa geldiklerinde çiçekleri sulamak, malzemeleri geri dönüşüm kutusuna atmak, tekrar kullanılan malzemeleri değerlendirmek için ayırmak gibi görevleri olabilir. Çocukların ekolojik duyarlılıklarının gelişimi için aile katılımı da çok önemlidir. Aileleri yaptığınız çalışmalar ve çevre duyarlılığı için uyguladığınız günlük rutinler konusunda bilgilendirebilir ve ev ortamında devamını sağlamak için adımlar atabilirsiniz. Doğa gezileri düzenlediğinizde ebeveynleri davet ederek onları da çocukları ile doğa keşifleri yapmak için teşvik edebilirsiniz.

                Toplumsal ve evrensel olarak çevresel değişimler konusunda daha bilgili hale gelmiş olsak da henüz kat etmemiz gereken çok yol var. Erken çocukluk döneminde ekoloji eğitimini programlarımıza katabilmemiz için bize düşen görev hem kendimizi bu alanlarda geliştirmek, hem de çocuklar ile çevre duyarlılığını artıracak uygulamalar yapmaktır..