dr serife arslanGelecek için Müzakereci ve Arabulucu Liderler Yetiştirmek

Dr. Şerife Arslan

Yaşamımızın önemli bir parçası olan “Şiddet” uzun zamandır hep gündemde olan bir konu. Okullarımızın açıldığı ilk günden itibaren, ülkemizin değişik yerlerinde yaralamaya ve hatta öldürmeye varan ciddi şiddet olayları yaşamaktayız.

“Kadına Şiddet” ise “fiziksel şiddet” olduğundan medyanın ilgisini hep çekti ve son günlerde öne çıkan, bu anlamdaki konular arasında belki de en dikkat çeken konu bu oldu. Anaokullarında daha az görülen ama ilerleyen sınıflardan itibaren okullarımızda sorun haline gelen başka bir konu ise “öğrenciler arası şiddet”tir.

Okulda Şiddet!

Peki “Bilim ve Eğitim” yuvası olan okullarımız neden şiddetin yuvası haline gelmiştir? Okullarımız, 21.yüzyıl becerileri ile donatılmış bireyler için eğitim-öğretim programları uygulamayı hedeflerken bu şiddetle hangi yol ve yöntemi kullanarak baş edebilirler? Öğrenciler, aralarındaki basit olaylarda bile, bireysel sorunlarını çözmek için birbirlerini incitebiliyor, yaralayabiliyor ve hatta öğretmenlerine fiziksel şiddet uygulayabiliyor.

Ya herkesin ilgi odağı haline gelen öğrenci şiddeti?

Okullarda öğrenciler arası şiddet, sıklıkla kişiler arası anlaşmazlık çözüm yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiddet, toplumsal yaşamda kimi zaman bir süreç, kimi zaman ise bir sonuçtur.

Öğrenciler, anlaşmazlıkların çözümünde öncelikle ailede, sonra okulda, sokakta, medyada ve giderek yaşamın her yerinde şiddetle iç içe olurken, kimi zaman gören/seyreden, kimi zaman maruz kalan, kimi zaman da bizzat uygulayan konumundadırlar. Onlar, şiddeti yaşamın güncelliği ve doğallığı içerisinde tecrübe etmekte ve bir sorun çözme yolu olarak öğrenmektedirler.

Toplumsal kültürümüzde barış, uzlaşı, diyalog ve birlikte yaşama becerileri yer almaktadır. Bu becerileri geleceğe taşımak ise, toplumsal barış ve uzlaşmaya yönelik çalışmalarla mümkün olacaktır. Gençler, kişisel düzeydeki çatışmalarını ve anlaşmazlıklarını yapıcı ve barışçıl olarak yönetebilme becerilerini kazanacak, bu sorunu barış-uzlaşı-diyalog düşüncesinin bireyde başladığına inanarak çözeceklerdir. Barışçıl bir toplum ancak barışçıl ve uzlaşmacı bireylerin yetiştirilmesiyle gerçekleşebilecektir.

Yarın daha ciddi sorunlar yaşamamak için öğrencilerimizin birer müzakereci-barışyapıcı-lider olarak yetiştirilmesi gerektiğine inancım tamdır. Okullarımızın, değişik eğitim ortamlarında öğrencilerimize yüz yüze müzakere ile sorun çözme becerilerini kazandırması ve onların bu konuyu benimsemelerini sağlaması çok önemlidir.

Öğrenciler okul gibi güvenli hissettikleri bir ortamda  arkadaşları arasında yaşadıkları çatışmaları ve anlaşmazlıkları müzakere ederek ve akran arabuluculardan, barış yapıcılardan destek alarak çözebilirlerse, yarın yetişkin olduklarında da bu becerileri toplumsal yaşamlarına taşıyabilirler.

Okullarda öğrenci şiddeti ile başa çıkmak için özellikle anaokulundan itibaren neler yapabiliriz?

Korku ve caydırma ile cezalandırıcı yaklaşımlar yerine, pedagojik temelli sorun çözme yöntemi olan barışçıl ve yapıcı anlaşmazlık çözüm yollarını kullanabiliriz. Ortaokul ve Liselerimizde ise en önemli çözüm yolu Müzakereci-Arabulucu-Lider Öğrenciler yetiştirilmesidir. Yetiştirilecek “arabulucu” öğrenciler barışyapıcılık misyonuyla bir yandan birbirleriyle çatışma ve anlaşmazlık yaşayan öğrencilere arabuluculuk yaparak öğrenci şiddetini azaltırken, diğer yandan geleceğin “Müzakereci-Arabulucu-Lideri” olma yolunda ilerleyeceklerdir. Dolayısıyla geleceğin yetişkinleri olan bu öğrenciler, toplumumuza birlik, bütünlük, barış ve uzlaşı içinde bir yaşam için katkı sağlayacaklardır.

Kişiler arası şiddetin toplumsal yaşamda önlenmesi, azaltılması, dönüştürülmesi ve ortadan kaldırılması için, öncelikle aileden başlayarak, insanlara yapıcı ve barışçıl alternatif anlaşmazlık yönetme becerilerinin kazandırılmasına gereksinim vardır.

Gelecekte kültürel, etnik, dini, sınıfsal çatışma durumları, ancak ve ancak farklılıklarını şiddet kullanmaksızın yönetebilen bireylerin sayısı arttırılarak en aza indirilebilir. Okul ortamında öğrencilerimize, farklılıklarıyla birlikte, farklılıklarından kaynaklanan anlaşmazlıkları yönetebilme becerilerini kazandırabilirsek, bu öğrenciler yetişkin yaşamlarında daha barışçıl ve uzlaşmacı olacaklardır. Bu nedenle bir somut yaklaşım olarak, geleceğin yetişkinlerinin bugünden barışçıl ve uzlaşmacı olarak yetiştirilmesine gereksinim vardır.

Farklılıklarını şiddet kullanmaksızın yönetebilen toplumlarda şiddete daha az rastlanmaktadır.

Geleceğin Müzakereci, Arabulucu, Barışyapıcı Liderler’i barışçıl bir toplumun barışçıl ve uzlaşmacı olarak yetiştirilmiş bireyleri arasından çıkacaktır.